14 Nisan 2025 Pazartesi
Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin 7. Olağan Genel Kurulu, yoğun katılım ve güçlü bir rekabet ortamında gerçekleştirildi. Üç adayın yarıştığı seçimde, 271 üyenin oy kullandığı genel kurulun galibi Hasan Arslan oldu. Arslan, 180 oy alarak başkanlığa seçilirken, meslektaşlarının desteğiyle derneğin yeni dönemine yön verecek isim olarak öne çıktı.
Seçime turuncu listeyle katılan Eda Topçu 82 oyda kalırken, sarı listeyle aday olan Bora Erdin ise 9 oy aldı. Arslan’ın temsil ettiği Beyaz Liste, aldığı yüksek oy oranıyla üyelerin güvenini kazandı ve dernek tarihine önemli bir zafer olarak geçti.
Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından teşekkür konuşması yapan Hasan Arslan, “Bugün derneğimiz için tarihi bir katılım gerçekleşti. 270’i aşkın meslektaşımız sandık başına giderek sözünü söyledi. Bu, hepimiz adına umut verici bir tablo,” ifadelerini kullandı. Arslan, katılımın yüksek olmasını derneğe duyulan aidiyetin ve meslek dayanışmasının bir göstergesi olarak değerlendirdi.
Yeni döneme ilişkin hedeflerini de açıklayan Arslan, seçimin artık geride kaldığını belirterek, “Bugünden itibaren hep birlikte ekonomi gazeteciliğini daha ileriye taşımak için çalışacağız. Farklı görüşleri zenginlik olarak görüyoruz. Seçimde yer alan diğer adayların ve ekiplerinin katkılarını da çok değerli buluyoruz,” dedi. Arslan, kurulacak çalışma gruplarıyla birlikte kapsayıcı, ortak akla dayalı bir yönetim anlayışı benimsediklerini vurguladı.
Arslan, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Derneğimize sahip çıkan, fikirleriyle sürece katkı veren tüm meslektaşlarıma içten teşekkür ediyorum. Hep birlikte daha güçlü bir ekonomi gazeteciliği inşa edeceğiz.”
Hasan Arslan Hakkında
Hasan Arslan, medya dünyasında özellikle ekonomi gazeteciliği alanında deneyimi ve yetkinliğiyle tanınan bir isim. İstanbul Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra kariyerine TRT Haber’de başlayan Arslan, uzun yıllar boyunca ekonomi haberlerine ve analizlere imza attı. Halen Meridyen Haber’de köşe yazarlığı yapan Arslan, özellikle Türkiye ekonomisi, piyasalar ve küresel finans konularında yaptığı yorumlarla dikkat çekiyor. Aynı zamanda Ekonomi Gazetecileri Derneği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi olan Arslan, mesleki dayanışmayı ve mesleki kaliteyi artırmaya yönelik çabalarıyla biliniyor. Yeni dönemde derneğin kurumsal gücünü artırması ve meslektaşları arasında daha güçlü bir birliktelik oluşturması bekleniyor.
Abdülkadir Özkan ve DBL Entertainment, son dönemde artan karalama kampanyaları ve dezenformasyonla ilgili hukuki süreç başlattı. Avukatları Ted Anastasiou, itibar ve ticari zararın boyutuna dikkat çekerek tüm sorumluların yargı önünde hesap vereceğini duyurdu.
Abdülkadir Özkan ve DBL Entertainment, son haftalarda artan dezenformasyon kampanyaları ve koordineli saldırılara karşı kamuoyuna sert bir açıklamayla seslendi. Yapılan yazılı açıklamada, yayılan yanlış ve yanıltıcı bilgilerin müvekkillerin ticari faaliyetlerine ve itibarına doğrudan zarar verdiği vurgulandı.
Özellikle 31 Mart ve 1 Nisan tarihlerinde yapılan açıklamalarda Özkan’ın, barışçıl protestoları desteklediği ancak şiddet eylemlerine karşı olduğu yönündeki beyanlarına rağmen, bu açıklamaların bazı kesimlerce çarpıtıldığı belirtildi. “Yalanların alternatif gerçekler gibi sunulması, içinde bulunduğumuz dönemin trajik bir yansımasıdır,” ifadelerine yer verildi.
Avukat Ted Anastasiou tarafından yapılan açıklamada, DBL Entertainment’ın yıllardır siyasi veya devlet desteği almadan bağımsız şekilde faaliyet gösterdiği ve dünya çapında sanatçıları Türkiye’ye getirdiği hatırlatıldı. Ancak son saldırıların sadece Özkan’ı değil, şirketle iş yapan tedarikçileri ve birçok sektörel profesyoneli de olumsuz etkilediği kaydedildi.
Şirketin ve Özkan’ın, iftira, halkı kışkırtma, haksız rekabet ve ekonomik müdahale gibi eylemlerden sorumlu kişi ve kuruluşlar hakkında resmi hukuki süreç başlattığı duyuruldu. Ayrıca sözleşme ihlali ve kötü niyetli beyanlarla ilgili yeni davaların da yolda olduğu belirtildi.
Açıklamada son olarak, “Bu çalışmaların kötü niyetli kampanyalara ya da fırsatçı dezenformasyona kurban edilmesine izin verilmeyecektir. Sorumlu tüm taraflar, mevcut tüm hukuki yollarla hesap verecektir,” denildi.
Basın açıklamasının tamamı şu şekilde;
Son haftalarda, Abdülkadir Özkan ve DBL Entertainment, devamlı bir dezenformasyon kampanyası ve koordineli saldırıların hedefi haline gelmiştir. Kamuoyuna yapılan açıklamalarla gerçek durum net bir şekilde belirtilmesine rağmen, bazı kişi ve kuruluşlar yanlış ve yanıltıcı iddiaları yaymaya devam ederek müvekkillerimizin ticari faaliyetlerine ve itibarına doğrudan zarar vermiştir.
31 Mart tarihinde, Sayın Özkan, açıklamalarının küçük bir grup şiddet yanlısı provokatöre yönelik olduğunu ve barışçıl protestonun temel bir anayasal hak olduğunu açıkça ifade etmiştir.
1 Nisan tarihinde ise, Sayın Özkan, protestoların hayati önem taşıdığını, ancak protesto adı altında gerçekleştirilen “şiddetin” asla kabul edilemeyeceğini tekrar vurgulamıştır.
Sayın Özkan’ın bu makul duruşunun böylesine çarpıtılabilmesi, içinde yaşadığımız dönemi net bir şekilde ortaya koymaktadır; yalanların “alternatif gerçekler” olarak pazarlanıp sosyal medyada hızla yayılması bunun açık bir göstergesidir.
Şunu net olarak ifade etmek isteriz ki: Müvekkilimizin şirketi DBL Entertainment, yıllardır herhangi bir siyasi veya devlet desteği almaksızın, tamamen bağımsız bir biçimde faaliyet göstermiş ve dünyanın en önemli sanatçılarından bazılarını Türkiye’ye getirmiştir.
Ancak buna rağmen, Sayın Özkan akla ve hukuka aykırı biçimde hedef alınmış, gerçekleştirilen saldırılar, konser iptallerinden itibar zedelenmesine kadar milyonlarca dolarlık maddi ve ölçülebilir zararlara neden olmuş ve bu durum yalnızca müvekkillerimize değil, DBL ile çalışan çok sayıda tedarikçi ve profesyonele de zarar vermiştir.
Bu yalanlar ne zaman son bulacak? Cevap nettir: Şimdi.
Sayın Özkan, iftira, halkı kışkırtma, haksız rekabet ve ekonomik müdahale eylemlerinden sorumlu kişi ve kuruluşlar hakkında resmi hukuki girişimlerde bulunmuştur. Türk ve uluslararası hukuktan doğan tüm yasal haklarımızı aktif olarak takip etmekteyiz.
Sözleşme ihlali, kötü niyetli yanlış beyanlar ve koordineli karalama dahil olmak üzere hukuka aykırı faaliyetlerde bulunan herkes hakkında ek hukuki işlemler yakında başlayacaktır.
Müvekkillerimiz, Türkiye’ye kültürel etkinlikler getiren ve yaratıcı ile teknik profesyonellerden oluşan geniş bir ekosistemi destekleyen bir işi kurmak için yıllarca emek harcamıştır. Bu çalışmaların kötü niyetli kampanyalara ya da fırsatçı dezenformasyona kurban edilmesine izin verilmeyecektir.
DBL Entertainment ve Sayın Özkan, çalışmalarını ve itibarını korumaya devam edecek, sorumlu tüm tarafları hiçbir istisna gözetmeksizin, mevcut tüm hukuki yollarla sorumlu tutacaktır.
Ted Anastasiou, Esq.
Abdülkadir Özkan ve DBL Entertainment Avukatı
Yönetici Ortak, Arctus Group
Türk ünlülerin Los Angeles’taki evleri, şehri etkisi altına alan büyük çaplı orman yangınlarında hasar gördü.
Los Angeles’ta günlerdir devam eden orman yangınları, sadece bölgedeki sakinleri değil, dünyanın dört bir yanından bu bölgede yaşayan ünlü isimleri de etkiledi. Yangınlardan zarar görenler arasında Ali Koç, Serenay Sarıkaya, Kenan İmirzalıoğlu, Çağatay Ulusoy, Tolgahan Sayışman ve Beren Saat-Kenan Doğulu çifti gibi ünlü Türk isimler de bulunuyor.
Yangınların etkilediği bölgede pek çok evde ciddi hasar meydana gelirken, yetkililer yangınla mücadele çalışmalarını sürdürdüklerini açıkladı. Ünlü isimlerin evlerinde oluşan zararların boyutları henüz netlik kazanmasa da, Serenay Sarıkaya ve Çağatay Ulusoy gibi isimlerin sosyal medya üzerinden yaşananları üzüntüyle paylaştıkları öğrenildi.
Bölgedeki Türk toplumunun, zarar görenlere destek için harekete geçtiği ve gerekli yardım organizasyonlarını başlattığı bildirildi. Yangınların kontrol altına alınmasının ardından zararın boyutlarının daha net ortaya çıkması bekleniyor.
Los Angeles yangınları, sadece ünlü isimler için değil, bölgedeki tüm sakinler için büyük bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. Yetkililer, bölgede yaşayanlara tahliye çağrısında bulunurken, yangınla mücadelede uluslararası destek talep edildiği öğrenildi.
Emekli emniyet amiri ve faktöring sektöründe uzun yıllar faaliyet gösteren Necat Hepkon’un oğlu İbrahim Hepkon, “tefecilik” suçlamasıyla gündeme gelmesine rağmen Boğaz’da lüks bir doğum günü partisi düzenledi.
11 Aralık’ta tefecilik suçlamasıyla gözaltına alınan ve teknesiyle yurt dışına kaçma girişiminde bulunduğu iddiasıyla yakalanan İbrahim Hepkon, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasının ardından eşi Seray Hepkon ile Boğaz’da lüks bir mekanda doğum gününü kutladı. Mal varlığına tedbir konulan ve yurt dışına çıkış yasağı bulunan Hepkon, hakkında Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) onlarca şikayet yapılmıştı.
Geçtiğimiz günlerde Ortaköy’deki evinde gözaltına alınan İbrahim Hepkon’la ilgili İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği şu kararı vermişti:
“Şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, adli kontrol tedbirinin uygun ve orantılı olduğu anlaşılarak, şüphelinin pazar günleri saat 07.00-17.00 arasında ikametinin bağlı bulunduğu kolluk birimine müracaat ederek imza atmak suretiyle adli kontrol altına alınmasına ve yurt dışına çıkışının yasaklanmasına karar verilmiştir.” Türk Ceza Kanunu’nun 241. maddesine göre düzenlenen tefecilik suçu, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılmaktadır.
Necat Hepkon’un heykeli yıkılması talep edildi
Eski Emniyet Amiri Necat Hepkon hakkında geçmiş dönemlere ait onlarca tefecilik soruşturması olduğu söylenirken, Bakanlık kaynaklarından edilen bilgiye göre; İzmir Seferihisar’da adına birçok eğitim kurumu olan ve Seferihisar’ın hamisi olarak bilinen Necat Hepkon’un anıtı önünde gösteri yapan Seferihisarlılar belediyeden Türkiye’nin hiçbir yerinde böyle bir uygulamanın olmadığını belirterek ederek anıtın kaldırılmasını istediler. Necat Hepkon’un aynı zamanda da eğitim kurumlarından adının silinmesi de talep ediliyor.
Bankacılık sektörünün toplam mevduatı, 27 Aralık ile biten haftada 494,1 milyar lira artarak 19 trilyon 462 milyar 189 milyon 542 bin liraya ulaştı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan haftalık para ve banka istatistiklerine göre, bankacılık sektörünün toplam mevduatı (bankalar arası dahil) söz konusu haftada yüzde 2,6 artış gösterdi.
Bu dönemde TL cinsi mevduat yüzde 2,95 artarak 12 trilyon 85 milyar 433 milyon 131 bin liraya yükselirken, yabancı para (YP) mevduat yüzde 1,13 artışla 6 trilyon 469 milyar 965 milyon 610 bin lira oldu.
Bankalardaki toplam YP mevduatı 192 milyar 552 milyon dolara ulaşırken, bu tutarın 163 milyar 279 milyon doları yurt içinde yerleşik kişilerin hesaplarında toplandı. Parite etkisinden arındırılmış verilere göre, yurt içi yerleşiklerin YP mevduatında 274 milyon dolarlık artış gerçekleşti.
Taksitli ticari kredilerde yükseliş
Mevduat bankalarındaki tüketici kredileri geçen hafta yüzde 1,51 artışla 1 trilyon 919 milyar 281 milyon 579 bin liraya çıktı.
Aynı dönemde taksitli ticari krediler yüzde 0,40 yükselişle 2 trilyon 1 milyar 120 milyon 760 bin liraya, kredi kartları bakiyesi ise yüzde 3,40 artarak 2 trilyon 314 milyar 26 milyon 973 bin liraya ulaştı.
Tüketici kredilerinin dağılımına bakıldığında, 461 milyar 974 milyon 317 bin lirası konut kredilerinden, 59 milyar 263 milyon 529 bin lirası taşıt kredilerinden, 1 trilyon 398 milyar 43 milyon 733 bin lirası ise diğer kredilerden oluştu.
Bankacılık sektörünün TCMB dahil toplam kredi hacmi 27 Aralık itibarıyla 208 milyar 736 milyon 831 bin lira artarak 15 trilyon 455 milyar 841 milyon 153 bin liraya yükseldi.
Toplam kredi hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 38,13 artış kaydetti.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.